Nisan #02

Baumit Türkiye, doğanın ve yaşamın kaybolmaya yüz tutan seslerini geleceğe taşımak amacıyla, iklim değişikliği nedeniyle her geçen gün azalan sesleri Fernweh |  Kayıp Sesler Albümü ile bir plak kaydında topladı. ‘Doğayla, kainatla, canlılarla olan bağımızı ve mecburiyetimizi başka bir açıdan algılamak için ortaya konulmuş adımlardan biri’ olarak tanımlanan albümün Proje Koordinatörü Cem Sorguç ve Proje Bestecisi Eray Düzgünsoy. Kolektif bir çalışmanın eseri olan albümde ve kitapçığında, farklı mimarların ilettikleri ses kayıtları ve görüntüler kullanılmış. Fernweh-Kayıp Sesler Albümü’nü Spotify üzerinden dinlemek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

Amsterdam’daki Museum Het Schip, sadece şehrin ikonik yapılarından biri olan Het Schip binasında yer almakla kalmıyor, aynı zamanda Amsterdamse School hareketinin mimarlık ve dekorasyon anlayışını derinlemesine keşfetme fırsatı sunuyor. Amsterdamse School, 20. yüzyılın başlarında Hollanda'da ortaya çıkan bir mimarlık akımıdır. Bu hareket, sanatı ve zanaatı birleştiren, süslemeye önem veren, ekspresyonist ve organik formlara sahip yapılarıyla dikkat çeker. İşçi sınıfı için estetik ve yaşanabilir konutlar yaratmayı amaçlayan bu akımın en önemli örneklerinden biri ise Amsterdam’daki Museum Het Schip’tir.

Ege Maden İhracatçıları Birilği tarafından düzenlenen 5. Amorf Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışmasının teması “Doğal Taşın Geleceği”! Geçmişte bir hayli yaygın olan, sağlıklı ve sağlam olduğu kadar estetik yönü de olan doğal taşın gelecekte nasıl kullanılabileceği konusu yarışmanın ana tartışma konusunu oluşturuyor. 1 Mayıs 2025’e kadar başvuruları devam eden yarışmanın jüri heyeti farklı disiplinlerden gelen, İzmir ve İstanbul’da meslek pratiklerini sürdüren profesyonellerden oluşuyor. Bünyamin Atan, Alp Burkut,  Kerem Erginoğlu, Arzu Kaprol, Metin Kılıç, Yeşim Kozanlı, Atilla Kuzu, Aslı Özbay, Reyhan Sezgin, Ozan Ünal, Özlem Yalım, Heval Zeliha Yüksel (danışman jüri). Yarışma ile ilgili tüm bilgiler ve şartname için:  https://amorf.org/

Şehrin Kuzeybatı ormanlık alanında sırtını karayel ve yıldız rüzgarlarına veren oldukça sade iki kütlenin planda birleşimi ancak kullanımda bağımsız olması ile tasarlanan yerleşke, konut ile mikro ölçekte kültür sanat yapısından oluşuyor. Büyük su alanı etrafına yerleşen iki kütle ve pavilion/köşk ile bir tarafı orman olan bu açıklık, bir buluşma avlusu ve açık alan aktivitelerinde birimlerin olumlu etkileşimine izin veriyor. Yapı basit kaplamasız ve tasarlanmış brüt beton ve az oranda korten çeliğinden oluşan yönlenmeyi sağlayan dolu kütleler ile büyük ışık açıklıklarından oluşuyor. Genel planı sağlayan yapısal elemanların açıklıkları da bu orta buluşma alanına bakarak ışığı bu avludan ve kontrollü olarak çatısındaki yırtıklardan alıyor.

Mimarlık Ofisi: Cengiz Kurt Mimarlık / Fotoğraf: Ozan Eras

9 Nisan 2025 Çarşamba günü Ataşehir Belediyesi Inovasyon Merkezi, İnovata’da gerçekleşen etkinlikte, Türkiye’nin ilk Pasif Konutunun ve Avrupa’nın ilk Pasif Ev-Restoran Yapısının; tasarım, uygulama ve sertifikalandırma süreçleri sektör yetkilileri ile paylaşıldı. Türkiye Pasif Bina olgusu ile 2011 yılında Gaziantep’de inşaatı başlayan Ekolojik Bina ile tanıştı. Bu projeden birkaç yıl sonra yine Gaziantep de GAP Bölgesel Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından pasif bina standartlarına göre bir yenileme projesi yapıldı. Ondan sonra ise pasif bina kriterleri gözetilerek yapılan projeler olsa da sertifika süreci hiç tamamlanmadı. Bu kapsamda, Türkiye’de pasif bina sürecini deneyimleyen isimler, “Pasif Binaların, Aktif İnsanları 2” etkinliğinde bir araya geliyor. Etkinlik, pasif bina inşasında karşılaşılan zorlukları, çözüm yollarını ve geleceğe yönelik önerileri masaya yatırıyor.

Urban Atölye; malzeme, süreç ve montaj teknikleri üzerine tasarım-üretim araştırmalarını paylaşarak geliştiren, İstanbul Maslak Oto Sanayinde deneysel bir Tasarla Üret işliği olarak Nilüfer Kozikoğlu tarafından 2009’da kuruldu. Üretimin yanı sıra enstalasyonlareri ile strüktürel deneyler içeren akademik seanslar düzenlerken zamanla üretime ağırlık vererek 2012 yılından itibaren sayısal işlemler, dijital teknikler ve el işçiliğini bir araya getiren sanatçı, mimar ve tasarımcılar ile işbirliği içerisinde bir uzmanlık laboratuvarı niteliği kazandı. Üretimin yanı sıra enstalasyonlar gerçekleştirip, uluslararası düzeyde sergi, gösteri ve bienallerde yer alan Atölye “Üretim için Tasarım, Tasarım için Üretim” mottosuyla derinlemesine ilerliyor.