Eylül #01

Meksikalı stüdyo V Taller Yucatán Yarımadası’ndaki Tulum yakınlarında ‘Babel Tulum’ adlı tatil konutlarını tasarladı. Organik bir renk paleti ve doğayla uyum içinde kıvrımlı hatlar kullanılarak yaratılan mekân, Yucatán haciendalarından ilham alarak kemerler ve tonozlar gibi geleneksel detayları minimalist bir yorumla birleştiriyor. V Taller, durgunluk hissi yaratmak için Maya malzemesi chukum’a benzeyen özel bir sıva tercih ediyor. İç mekân tasarımında ise yerel malzemeler kullanılarak, Meksika kimliği korunurken çağdaş bir atmosfer sağlanmış. Babel Tulum, sağlıklı yaşam olanakları ve doğal çevresiyle dikkat çekiyor.

Erkal Architects tarafından tasarlanan Antalya Nekropol Müzesi, Antalya’nın tarihi derinliklerini M.Ö. 200-300 yıllarına kadar gün yüzüne çıkaran bir projedir. Nekropol alanı, antik çağlarda gerçekleşen bir sel felaketinin altında korunarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. 2005 yılında ulusal bir yarışmayla başlatılan ve 2008 yılında inşaat kazısı sırasında ortaya çıkan antik nekropol kalıntılarıyla birlikte tamamen farklı bir boyut kazanan Türkiye’nin ilk nekropol müze projesi, sadece antik dönemin izlerini günümüze taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Antalya’nın kültürel gelişiminde de önemli bir rol oynuyor.

Pekin’in merkezine iki saat uzaklıkta, dağların arasına saklanmış, benzersiz bir mimari yapı yükseliyor: Ses Şapeli. Ming Hanedanlığı’ndan kalma Çin Seddi kalıntılarına bakan ve açık hava konser salonunu barındıran şapel, Pekin merkezli mimarlık ofisi Open Architecture tarafından doğanın bir parçası gibi tasarlandı. Açık hava sahnesi, izleme platformları ve yeşil odasıyla hem müziği hem de doğayı kutlayan yapı, yerel minerallerle zenginleştirilmiş betondan inşa edildi. Amfitiyatro benzeri mekân, müzik performansları dışında da doğanın sesine kulak vermek isteyenler için ilham verici bir sığınak sunuyor.

Chiharu Shiota’nın Japonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yılı kapsamında hayata geçirdiği “Dünyalar Arasında” adlı kişisel sergisi, İstanbul Modern’de 6 Eylül 2024 – 20 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Asya ve Avrupa’nın kesişiminde bulunan İstanbul'un konumundan yola çıkarak İstanbul Modern için özel olarak üretilen geniş ölçekli yerleştirme, sanatçının “ara bir yerde” olma duygusunu odağına alıyor. İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy Sağnak ve Asistan Küratör Yazın Öztürk tarafından hazırlanan sergi, sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konulara odaklanıyor.

İç Mimar Yağmur Köylü tarafından kurulan Yet Design Studio da tüm ürünler, müşterilere özel emek ve yoğun el işçiliği ile hünerli ustalar tarafından, tek tek elde üretiliyor. Marka, yok olmaya yüz tutmuş pek çok zanaatı tekrar kullanıma sunuyor ve el emeğinin hak ettiği değer ile buluşmasına yardımcı olmayı amaçlıyor... Yet Design Studio DAC Tasarım Markalar’da...